Umarım Abdullah Gül’ün uyarısı Ak Parti tabanı içinde bir yer bulur kendine.

Erhan Hapae 21 November 2016
ÜÇ DÜNYA TEORİSİ

 

Stalin ile Mao Zedong’un arası bir şekilde açılınca,(1957 galiba) Mao oturup Lenin’in ‘Emperyalizm’ adlı tuğla teori kitabına eklemeler yaptı. Bu ek teoriler Lenin’in hoşuna gidecek şeyler miydi bilemem zaman uymuyor ama Stalin’in hiç hoşuna gitmedi. Hır çıktı.

 

Sovyetya’nın bürokratik bir burjuvazi oluşturduğunu ve bu nedenle, orada süren düzenin bürokratik kapitalizm olduğunu söyleyen ‘dört yazarlı’ kitaplar yayınlanmaya başladı Çince. Arnavutluk lideri Enver Hoca’nın Sovyetlerle ilgili ‘Revisyonist’ suçlaması kesmemiş olacak ki Zedong’u, ‘Sosyal Emperyalist’ lik le suçlamaya girişti. Sonra ‘Sosyal Faşizm’ filan.

 

O ‘dört yazarlı’ kitabın eleştirileri beni ikna edivermişti o yıllar. Bir Çerkes olarak ( doğal düşman olmam gerekir) Rus edebiyatına ve sosyalizme yakın biri olmama rağmen, Karaköy rıhtımında karşıladığımız ya da Aksaray otellerinde zar zor bulduğumuz Adıge turistlerin ketum halleri rahatsız ediyordu beni. Yıl 1977.

 

‘Et yiyorlarmış bol bol, Marks’ı Engels’i kopya çekiyorlarmış üniversitede, Abaza’lar güneyliymiş-Gürcü kültürü hakim orada, Soy isimler Çerkesçe imiş- sizin bur da öylemi? (Faruk Beşgül ile Kuşha Faruk Özden’de yanımda).’Beşgül ; soyismin niye Berzegoviç diye mırıldandı ama Kuşha tercüme etmedi.

 

56’da Macaristan’a, 68’de Prag’a giren tankların hesabını veremiyorduk bir türlü, sonra birde Afganistan. Sosyalizm nasıl olurda silahlı emperyal işgallere girişir? Üç dünyacı olup kurtulacağımızı umduk.

 

Mao Zedong’un Sovyet ile ilgili eleştirilerinin hepsi doğruydu ama eksikti. Stalin’in zalimliklerini pek gönlü rahat anlatıyordu fakat ‘Kültür Devrimi’ denen o korkunç imhadan, yetişmiş dev Çinli kadro telefatından zerre söz etmiyordu. Zamanla anlıyor insan.

 

Üç Dünya Teorisi özetle şöyle diyordu:

 

Birinci dünya  ; Emperyalist Amerika ile Sosyal Emperyalist SSCB. Kötünün kötüsü.

 

İkinci dünya    ; Avrupa, kötünün iyisi. Artık emperyalist değil, sömürgesi kalmamış.

 

Üçüncü Dünya; Çin-Arnavutluk-Tito Yugoslavya’sı ve diğer bütün yoksul mazlum milletler. İkinci dünya ile ittifak mümkün, iki süper devletle asla, onlar ‘Baş çelişki’. Baş düşman yani.

 

Kimle ittifak edilecek, kimle edilmeyecek onu söylüyordu özetle.

 

Âşık Vicdani kadar kimse ilgilenmedi bu teoriyle. Tuttu ‘oportünist dünya teorisi’ diye bağlamasıyla türkü yaktı, Tepebaşındaki devrimci gecelerde söyledi avaz avaz. Çin Parti birinci sekreter yardımcısı Cüce Teng bile iplemedi Vicdani kadar. ‘Piyasaya evet dedi-Özgürlüklere hayır’. Vicdani’in oportünist demesinin nedeni kendi aklı değildi elbet, Ortodoks Mao’cu ‘dörtlü çete’ nin Çin’de, Cüce Teng’e yenilmiş olmasıyla ilgiliydi. Tikko uzak durmuştu bu teoriden.

 

Üç yazarlı Çin Romanı ‘Kızıl Kayalar’ın popülaritesi söndü gitti böylece. Ve ‘2012 Nobeli’ni alan Mo Yan, ‘Kızıl Darı Tarlalarını’ yazana kadar da, Çin’de ne yazılıyor diye merak eden olmadı.

 

Bu gün batıdan fena şikâyet ediyoruz Türkiyeliler olarak. Bende ediyorum.

 

53 sene AB kapısında beklettiler, ABD bütün darbelere arka durdu, Fetö darbesinde AB ile birlikte sessiz kaldı. Fetöcüleri iade etmiyor vs. Bu eleştirilerin tümü haklı elbette. Rest te çekebiliriz gücümüz yetiyorsa. Ama Batı’nın hiç olmasa kendi halkları için oluşturdukları değerleri bir yana bırakamayız. Önemsizdir diyemeyiz.

 

Rusya ve Çinle ittifaklar taktiksel olabilir sadece, yoksa onlarla cepheler kurmuş eski doğu Avrupa ülkeleri, Küba ya da Kuzey Kore halkının hali ortada.

 

Türk tipi bilmemneye geçeceğimiz şu günlerde eleştiri ölçümüz batı değerleri olmalı.

 

Umarım Abdullah Gül’ün uyarısı Ak Parti tabanı içinde bir yer bulur kendine.

 

CARI.

Comments are closed.