Benim geldiğim nokta Demokrasi, her yerde, her ülkede.

Erhan Hapae 05 May 2016
DÖNÜŞ İÇİN ‘SOVYETE’ UMUT BAĞLAMAK

 

Fahri Huvaj, son tartışmalar arasında; İlla bir özeleştiri gerekiyorsa, ‘Sovyetlerin yıkılacağını asla öngöremedik’ dedi.

 

Açık söyleyeyim, biz dönemin devrimcileri de öngöremedi bunu. Hatta, onca kabiliyetli CIA’nın sahibi Başkan Reagan bile. Gorbaçov’la defalarca toplanıp nükleer silahların azaltılmasıyla ilgili pazarlıklar yaptı. Sonuncusu Reykjavik zirvesiydi galiba.

 

Bu konuda bir eleştirim olamaz. Başkan Reagan dâhil aynı öngörüsüzlük içindeymişiz.

 

Benim üzerinde durmaya çalışacağım şey şu;

 

Dönüş siyasetinin tek güvencesi Sovyet sosyalist sistemiymiş.

 

‘’Orada, milli özgürlükler var, geçim meselesini Politbüro halletmiş (ekmek elden-su gölden), üstelik anayurdumuz ve Orta Anadolu’dan çok daha güzel. Milli Mesele orada çözülmüş. Tamam, bağımsızlık filan değil ama dil ve kültür yaşıyor.

 

Sosyalizm iyi bir şey ve bizi bağrına basacak ama bir problem var.  Diasporanın Çerkesleri doğal olarak Rus düşmanı, dolayısıyla Sosyalizmin düşmanı. Onları dönüşe ikna etmek kolay değil’’

 

Dönüşçüler; Türkiye Çerkeslerini ikna edersek bu iş tamamdır diye düşündüler ve yıllarca sadece bu işle uğraştılar. İçinde yüz küsur yıldır yaşadığımız ülkenin dertleriyle pek ilgilenmediler. Bize kucak açan ülkeyi (hafif te olsa) eleştirir gibi yapıp, Sürgün’ün sorumluluğunu Çarlık Rusya’sından alacak şekilde, Osmanlı misyoneri din adamı-feodal önderlere yükleyen yazılar yazdılar YAMÇI dergisinde.

 

Bu da anlaşılabilir bir şey. İmdat Kip’in dediği gibi, ‘Siz bize soykırım uyguladınız’ diye Brejnev’in karşısına çıkılamazdı elbet. ‘’ Kabahat biraz bizde, çoğu Osmanlıda, az birazda sizin düşmanınız olan Çar’da.’’

 

İşin tuhafı sosyalizm sürerken Türkiye’den dönen sadece üç kişi oldu benim bildiğim. Nartok, Bidanuk birde Fehmi.

 

Bu gün orada yerleşik yaşayan binleri bulan Türkiyeli ve belki elli bini geçmiş ziyaretçi, sosyalizm çökünce oluşabildi ancak.

 

Dönüş siyasetinin umduğunun tam tersi.

 

Başka bir tuhaflık ise, 1917 devriminden beri Stalin’in kızı da dâhil milyonlarca insanın (Küba mesela) sosyalizmden kaçıp canını kurtardığını göremediler ya da görmek istemediler. Bir bizim Nazım Hikmet’i saymazsak, dünyanın bütün sosyalist ülkelerinde bu aynen böyle oldu.

 

Berlin duvarından bu geçeye kaç, diğer geçeye kaç kişi geçti, belli.

 

Demek ki sosyalizme umut bağlamak, dönüş hareketi için o kadar da doğru bir düşünce değilmiş. Biz devrimci Çerkeslerin yanılgılarının tıpkısı.

 

Fahri Huvaj’ın son yazısına attığı başlık hoş değil. Hadi madem bana yanlış diyorsunuz, söyleyin bakalım çare ne? Genç arkadaşlarda aynı şeyleri soruyor. Böyle tartışma zor olur.

 

Devrimi bir kenara koydum ben, sizde dönüşü bir kenara koyarsanız tartışmayı sürdürebiliriz.

 

Benim geldiğim nokta Demokrasi, her yerde, her ülkede.

 

Onu yazmaya çalışıyorum ite kaka, diğerleri bir çare olmadığı için.

 

Bir fantezi olarak değil.

 

CARI.

Comments are closed.