Ben ya da İmdat Kip ne dese boş ama o kadarda saf değiliz.

Erhan Hapae 26 March 2016
HDP NE YAPSA İYİ OLURDU

 

Diyelim ki 7 Haziran seçimlerinde 80 milletvekilini PKK sayesinde aldı. Arkasında silahlı bir güçle tamam,  ama 10 yıldır iki ileri bir geri pazarlık (siyaset) yapabildiği tek siyasi parti AKP ile yeni bir anayasa yapabilirdi.

 

258+80=338

 

330’u geçtiği için halkoylamasına gidebilecekti ve bu İki partinin oy desteği ise %54 o vakit. Yani, halkoylamasının sonucu çok açık.  Ayrıca en az 8 Kürt bakan vardı bu gün ve 1 Kasım seçimlerine gerek kalmazdı.

 

Diyelim ki AKP, yeni ve daha demokratik bir anayasa yapmak istemiyor, koalisyon kurmak istemiyor- takiyye yapıyor. İyi ya işte, en azından AKP’yi teşhir etmiş olmaz mıydı.

 

Ve bu, gerçek bir muhalefet olurdu, yıllardır ülkenin özlediği bir gerçeklikte.

 

Ülkenin iki dinamiği Kürtler ve Dindarlar çünkü.

 

Milliyetçiler ve Kemalistler bir fikir üretemiyor. (MHP-CHP). Marksist Ömer Laçiner ‘seçimlerle olmuyorsa başka yollar meşruiyet kazanabilir diyebiliyor,(zihniyetine yabancı değil), Hasan Cemal ve Cengiz Çandar; ‘Silahı sakın bırakmayın, ne aldınız ki’ diyebiliyorsa,  ideolojik iflas içindeki solun sivil siyasete katacağı ne olabilir?

 

Dolmabahçe’de masayı devirdiniz madem, ‘Seni Başkan seçtirmeyeceğiz’ le girdi konuya. Seçim sonuçlarından sonra Demirtaş ile Şafak Pavey’in tesadüfen karşılaştıkları bir döner kapı önündeki muhabbeti muhteşem. Neler yaparız biz sizle…hele bir Erdoğan’ı devirelim, biz Kürt Kemalizm’ini kurarız, sizde eski Kemalizm’e dönersiniz artık, sevimliliği.

 

İkisi de ne dediğini bilmiyor. Şafak’ın annesi Kürt, hem de sevdiğim  bir Kürt. Kemalizm’e itiraz ederdi eskiden. Şimdi etmiyor demek.

 

Neyse.

 

80 milletvekili var biz Kürtlerin, Anayasayı değiştirebiliriz. Az bir müsaade edin diyebilseydi Kandil’e ve Kandil ağzını köpürterek ‘İhanettir bu’ diyorsa istifa etseydi Demirtaş, sivil siyasettin yanında yer alıp. Muhteşem olmaz mıydı?

 

Kürt meselesinde kala kala anadilde eğitim ve özerklik kalmıştı nasılsa.

 

Zihinsel baraj aşılmıştı ve bu barajı Türk halkına aşırtan Erdoğan’dı ve bu topraklara en büyük hizmeti bu idi. Bütün akıl almaz salvolarına rağmen değer vermemin temel nedeni budur.

 

Bu çözülebilirdi gerçekten ve yine çözülebilir, insanlıktan umut kesilmez.

 

Şimdi hendeklere kaldık.

 

Anayasayı yapalım ve Kobani’yi bize bırakın diyebilseydi Erdoğan’a ve siz karışmayın. Türkiye’de YPG’ye farklı bakabilirdi muhtemel ama olmadı.

 

Gülten Kışanak nerede şimdi.

 

Koskoca Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı değil sadece, Eski eş başkan ve Diyarbakır Hapishanesinden, çektiği çilelere rağmen yüz akıyla çıkabilmiş çok değerli bir kadın. Neden sahnede değil hani?

 

Kandil’de gözaltında mı yoksa?

 

10 Haziranda bu çelişkiler dolayısıyla istifa edip sivilleşseydi, bizlerin gözünde farklı olmaz mıydı HDP.

 

Bence olurdu.

 

Sadece o olmaz, belki çok daha demokratik bir anayasamız halkoyuna sunulmaya hazır hale gelirdi bu yaz.

 

Gerçi Kemalistler ile Milliyetçiler kıyameti koparır ve Sol’da Kürtlerin ihanetini yazardı bol, bol, tıpkı Gezi’de olduğu gibi ama? Boş.

 

Dileğim, Kürtler ile Dindarlar’ın pazarlık masasına geri dönmesi. Tabi, hendekleri kapattıktan sonra, başka nasıl olacak? Bu gün ölümlerin sorumlusu devlet değil o eskiden olduğu gibi. Sadece KANDİL.

 

Ben ya da İmdat Kip ne dese boş ama o kadarda saf değiliz.

 

CARI.

 

NOT; Genç kuşakların eleştirilerini sevecenlikle karşılıyorum, öyle bir hakları var. Çünkü günah keseleri henüz boş, bizim kuşağınki gibi değil. Derdim, günah keseleri epey yüklü olan bizim kuşaklar.

 

Comments are closed.