Tektipleşmeye direnen bir tarafı var illaki Guşıps' in, öncelediği şey, kendi kimliğiyle dünyalı olmak. Dünya meselelerini irdelerken yaşanılan coğrafyaya bir Çerkes perspektifi sunabilirse, bu da Guşıps'ın tek madalyası olacak heralde.

Kuban Kural 17 December 2012
Guşıps

Biz genelde bu coğrafyada kendi özel alanlarımızda yaşamayı tercih ettik. Özellikle Cumhuriyet rejimi dayattı bunu bize. Rejim eski defterlerin tamamını kapatmaya karar verdiğinde, Meşrutiyet’in kısmi özgürlük ortamında kurulan Çerkes Teavün Cemiyeti’ni yok edip, Çerkes aydınlarını çeşitli yollarla ortadan kaldırmak zor olmadı.

 

Aydınların alandan çıkartılması ve tabiki halk üzerindeki baskılar Çerkesler’i de özel alanlarına itti. Sadece dil değil, Çerkes olmak da gizlenen, saklanan bir sey oldu. Özel alanın mahremiyetine bile müdahale eden devlet, misafir psikolojisini atıp, buralı olmamızın önünde en büyük engeldi. Tektipleştirme politikalarına bir direnç gösteremedik, sonucta dağınık bir şekilde buraya yerleşmiş ve susmayı öğrenerek misafirliğin gereğini yerine getirmiştik.

 

Evet memurlarımız, askerlerimiz, siyasetçilerimiz oldu ama ne kadar Çerkes değillerse o kadar değerli oldular. Diasporaların “gelinen yere tutunma güdüsü” nü biraz abartsak da bu durumdan pek  şikayetçi sayılmazdık. Çerkes “elit”leri kendilerini bir yandan  resmi ideolojinin şefkatli kollarına bırakırken bir yandanda iktidar korkusunu toplumun kılcallarına kadar taşıdılar.

 

Her ne kadar biz Türkiye’de yaşananları pek etkileyemesek de, Türkiye’de yaşananlar bizleri etkiledi. 1990′ lar ve özellikle 2000’ler biriken enerjimizi az da olsa görünür kıldı. SSCB’ nin yıkılması kimimizin hayallerini de yıktı, Kafkasya’da yaşanan iki savaş anavatana acılar yaşatırken bir taraftan da Diaspora’nın kimliklenme sürecinin kapılarını araladı. Türkiye’nin duvarların dışına yönelmesi,  Türkiye ile birlikte bizi de dünyaya açtı. İzlediğimiz televizyonlar çeşitlenirken, Dünya’da neler olduğunu da öğrenmeye başladık.

 

2000 ve sonrası ise tam bir dijital devrimdi dünya için, tabi diaspora da dijitalleşti dünyanın geri kalanıyla birlikte. Artan iletişim imkanlarıyla Kafkasya’nın gerçekleri bir “tık” yakınımıza gelirken, özellikle genç nesil diğer diasporalarla tanıştı. Bugün ortak projelerin gerçekleştirildiği ulus ötesi siyasal bir diasporaya doğru evrildiğimizi görmek için kahin olmaya gerek yok.

 

Guşıps Yayın Kurulu’nu bir araya getiren de, tüm bu tecrübelerin ışığında, gelinen noktayı doğru okuma ve bu değişim sürecine sağlıklı bir katkı sunma arzusu oldu. Bu çabanın  filizlendiği bir yoldayız bugün Guşips  sayfalarında.

 

Gördüğünüz gibi farklı görüşlerden bir çok yazarımız var, daha da olacak. Okuyucuların da katkılarına açık tartışmalara gebe Guşıps sayfaları. Tecrübenin paylaşıldığı, bilginin üretildiği, özgür ve özgün bir bölüm olmayı hedefliyoruz bu bölümde.

 

Diaspora’nın gündemine girmeyen konuları ya da sorgulanmayan ön kabulleri deşeceğiz dosya konularımızda. Sadece gündemin bize dayattığına değil insana dokunan herşeye  dokunmak şiarımız.

 

Her ay, Türkiye gündemiyle ilgili yazılarını okuduğunuz simaları göreceksiniz Guşıps’da, bu defa Çerkesler için yazmış olacaklar.

 

Kitap tanıtımlarımız ile kitap severlere de hitap etmeye çalışacağız.

 

Sizden gelen eleştiri ve önerilere açık olduğumuz gibi yazılarınıza da, ev sahipliği yapmaya hazırız.

 

 

Tektipleşmeye direnen bir tarafı var illaki Guşıps’ in, öncelediği şey, kendi kimliğiyle dünyalı olmak. Dünya meselelerini irdelerken yaşanılan coğrafyaya bir Çerkes perspektifi sunabilirse, bu da Guşıps’ın tek madalyası olacak heralde.

 

Bizim derdimizi dert etmeyen, insandan uzak ideolojilerin prangalarını taşımıyoruz. Özgürlükten baska bagajımız yok.

 

Sırtımızı dayadığımız  şey özgürlük, ancak sadece kendimiz için değil herkes için özgürlüğün derdindeyiz. Yani milliyetçi de değiliz.

 

Zor bir yola çıktık farkındayız, uzun soluklu olmak hedefimiz, tek güvendiğimiz ise; paylaştıkça çoğalan, Düşüncelerimiz.

 

Yorumlar (11)
  1. necdet on said:

    Hayirli olsun. Internet sayfaniz cok guzel yazilarda. Cerkeslerin bu dergiyi cikarmasi gururlandirici…

  2. Hicran Bolat on said:

    “kendi kimliğiyle dünyalı olmak” sahip olmamız gereken bakış açısı. çok önemli bi nokta. dikkat çektiğiniz için teşekkürler. merakla bekliyorum yazıları.

  3. Cumhur. on said:

    Çerkesler,Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerine yetişmiş;gerek kendi geleneksel yapısı ile (ki buna kapalı toplum özelliği de diyebiliriz) gerek konjonktür itibariyle tüm Osmanlı mekanizmalarına entegre oldu.Bunun ardında hepimizin bildiği gibi birçok ekonomik,politik,sosyolojik birçok sebep var.Dünyanın tüm diasporalarının en temel refleksi varılan topraklara “sımsıkı” sarılmak,orayı “vatan” bellemektir.Bunun birçok örneğini dünya mezalimleri ardında görmek mümkündür.Örnek vermek gerekirse,Bosna katliamları sonucunda Türkiye’ye mücbir sebeplerle göç eden Boşnaklar,Ermeni ve Yahudi diasporasının Avrupa’nın temel unsuru olması gibi…
    Ancak Türkiye genelinde bakıldığında,bu sahaya göç eden/sürülen tüm toplumlar devlet mekanizmasına uyum sağlamış,entegre olmuştur.Bunun sebeplerini ise Osmanlı İmparatorluğunun çözülme sürecinde kendi içine yönelik uyguladığı emperyal politikalardır.Devamında ise Türkiye Cumhuriyeti’nin “ulus devlet” politikaları,”kimlik inşaası” gibi icraatleridir.Bu sistemle tüm etnik unsurlar bir potada eritilmiş,ortak “kimlik” iddiası ile yeni bir “kimlik” inşaası oluşturulmaya çalışılmıştır.Bu noktada Çerkeslerin neler yaptığına bakmak gerekir.
    Anadolu topraklarına geldikleri günden bugüne toplumsal ve bürokratik alanlarda mühim meskenler edinen Çerkesler,kah Osmanlı idaresinde kah Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu kadrolarında önemli mevkilerde bulunmuştur.Zamanla Çerkes bireyler eğitimli nesiller yetiştirmiş,kamu kurum kuruşluşlarında mertebeler atlamıştır.Kendi zenginlerini yaratmış,bir bakıma nitelikli insanlar olmuştur.Ancak tüm bu özellikleri ile Çerkesler hiçbir zaman Türkiye siyasetinde politize olmamış,herhangi bir eylemliliğe sahip olmamıştır.Bu kısa Anadolu tarihini geçmek istiyorum.
    Küreselleşme iddiasının “ulus devlet” ile olan imtihanında ortaya azınlık problemleri ortaya çıkmaktadır.Bu noktada Çerkesler,Türkiye’de birbirine yakın talihleri paylaştığı Ermeniler,Kürtler,Süryaniler,Aleviler gibi bir politize kimliğe sahip olmamıştır.Çünkü Çerkeslerin kimlik,özgürlük ve savaşım talepleri her zaman Rusya olmuştur.Türkiye toplumunda Çerkeslerin muhattabı Rusya olan söylemleri her zaman destek bulmuştur.Ancak gel gelelim anadil,eşit temsil,azınlık dayanışması gibi konularda Çerkesler diğer tüm Anadolu halklarını yalnız bırakmıştır.Bugün Çerkes kimdir diye sorulduğunda verilen cevaplar “Asil,vakur,saygılı,örf adet bilen,güzel dans eden bireyler” gibi soyut kavramlar olmaktadır.Bu noktada Çerkeslerin kendilerini bu tür kültürel/soyut kavramlarla tanıtmasından ziyade politize olması,dünya ve Türkiye siyasetinde kendini Kafkasya siyasetini sıkıştırmak kurtulmalıdır.Çerkeslerin Türkiye’nin saygın,”ASİL”,”küçük burjuva” nitelikli kimliğe sahip halkı etiketinden kurtulup yaşadığı coğrafyaya hakim ve o coğrafyada harekete sahip olması gerekmektedir.Bu demek değildir ki geçmişten bugüne taşınan ve büyük ihtimalle yarınlara da taşınacak olan Rusya sorunun terkedilmelidir.Çerkesler,Türkiye’nin bir parçası olduğu iddia ettikleri halde Türkiye siyasetinden uzak durmakla o suskun,kapalı toplum özelliğini devam ettirmektedir.Bu Çerkeslerin en büyük ve en önemli kaybı,eksiğidir.Dans etmekle,düğünler yapmakla,”Asillik” temaaşasında bulunmakla büyük siyasi kazanımlar elde edilmemektedir.Bu açıdan Çerkeslere bir nebze politik kimlik katan Kafkasya Forumunu kutluyor,selamlıyorum!

  4. A Sayar on said:

    Gusipsi ciktigindan beri ilgi ile takip ediyorum. Jinepsi ayri tutarak diger yayinlardan farkli buluyorum. Resmi ideolojinin sesi veya izin verdigi olcude bir ses olmayacaksiniz gibi. Birkaci haric var olan yayinlar dikate alindiginda ‘Milliyetci de degiliz’ soylemi cok onemli. “Asaletin ve nezaketin timsali Cerkesler” gibi akillara ziyan siteler var. Sizin de belirtiginiz gibi sadece kendisinin degil herkesin ozgurluk ve kimlik derdini dert edinerek, Cerkeslerin ve insanligin demokrasi ve ozgurluk mucadelesinde bir Cerkes sesi olur Gusips. Ve cok da iyi olur. Buna ihtiyacimiz var. Kutluyor basarilar diliyorum.

  5. Zafer Süren Ajiba on said:

    Bilirler bizi hepimiz anlatırız şıpce
    Dinlemeyiz isteriz hep bizde kalsın guşe
    Kimseye sıra vermeden isteriz hep guşıen
    O yüzden derler ki bize guşıeriy
    Hey dostlar biraz guşegu
    Büyüdük gitti altımızdan guş’e
    Bittin artık hükmün yok guş’evored
    Olmak gerekiyor artık guş’uago
    Ve de azimli guşxue
    Ve onun için gerekiyor gu
    Bu gün neyiz, yarın ne olacak gereklidir ş’en
    Her insan gibi bize de kılavuzdur gupşıs
    İşte böyle yola çıktı biliniz Guşıps
    Hayırlı olsun, hoş geldin, nice yıllara Guşıps

  6. Dürdane Meriç on said:

    Guşıps’ı bugün farkettim,tüm yazarları okudum.İlgi ile takip edeceğim.Çerkes olarakta gurur duydum.Hayırlı olsun..Böyle açılımlara ihtiyacımız var.

  7. Çuşha Wumar on said:

    Üzerine basa basa söylüyorum, hep söylemeye de devam edeceğim…Rusların tüm Kafkasya ve Adığe halkına karşı uyguladığı temel politika Kafkasya’ya tam olarak sahip olmaktır.Ne Çarlık Rusyası, ne SSCB, ne de bugünkü Rusya Federasyonu Kafkas halklarının bağımsız olarak yaşamasına asla izin vermez. Rusya’nın tüm Kafkasya politikalarını kökten değiştirmeksizin “dönüş”,”Suriye Çerkeslerinin anavatana kabul edilmesi” gibi büyük talepleri karşılaması ve kabul etmesi imkansızdır.
    Rusya Federasyonuna taleplerimizi kabul ettirmenin tek çaresi Rusyayı İnsan Hakları Mahkemesinde (Lahey)”sürgün ve soykırım” davası açarak yargılamaktır. Bu davayı açıp tüm dünya önümde Rusya’nın Kafkas Halklarına karşı işlediği ve hala da işlemeye devam ettiği insanlık suçlarını ifşa etmeden uslanacağına inanmak saflıktan başka bir şey değildir.Rusları Çariçe Katerina’dan beri tanıyamadıysanız bundan sonra hiç tanıyamazsınız…

  8. Necdet hatam on said:

    Breh breh breh, Ömer daha önce hangi dediğin doğru çıktı ki bu dediğine inanalım. Müteahhitlr ihale başvurusu yaptıklarında bitirdikleri işleri gösterirler değil mi? Biz diyoruz ki soykırım ve sürgün “Lahey” de kabul ettirilmeden önce buyrun gelin diye vatandaşlık yasası çıkardı. Dokuz yıl yürülükte kaldı. Ancak türkiyeden bir tek başvuru olmadı.

    Yani biz RF yanlılarının iş bitirme karnemiz var. Geçmişte böyle bir yasa yapan RF neden şimdilerde ya da gelecekte neden böyle bir yasa yapmasın?

    Böyle uyuyup uyanıp ahkam kesmeseniz olmaz mı? Ulusal mücadele devamlılk ister, sebat ister, katlanmak ister, yerinde olmayı gerektirir. Elinizde uzaktan atabileceğiniz füze yoksa cephede olmanız gerekir.

    Gerçi siz sözlerinizin füze gücü olduğunu sanıyr da olabilirsiniz.

    Hem kuzum bağımısızlık dediğin ikram edilen bir şeker midir.

    Ya da anavatanda yaşayanların bağımsızlık istediğini nereden duydunuz.Örneğin ben hiç bağımsızlık peşinde değili. Olmaz a öyle bir mücadele başlama ihtimali görürsem eğer ben kaçarım. Evşmş barkımı da sana veririm gelir yaşarsın. Kamuoyu önünde söz…

    Bir de “Rusların tüm Kafkasya ve Adığe halkına karşı uyguladığı temel politika Kafkasya’ya tam olarak sahip olmaktır.” diyorsunuz. Adığelerin yaşadığı yerlerden söz ediyorsan eğer daha nasıl sahip olsun?

    Üstüne basa basa böyle bu işe ne kadar uzak olduğunuzu arada bir dalıp uyandığınızı belli edecek yazılar yazmak zorundamısınız.

  9. Mefewud Nartan on said:

    :)
    (Başlığı okudum devamını okuyamadım yorum yazanlardan özür dilerim)

    Güzel. Guşıps kendi kendine “Çerkes perspektifi sunabilme madalyası” verdi artık MADALYALI GUŞIPS diyebiliriz.

    Bu arad şu çağrımı tekrarlamak istiyorum izninizle. YAŞAR GÜVEN

  10. Mefewud Nartan on said:

    :)

    (Başlığı okudum devamını okuyamadım, yorum yazanlardan özür dilerim)

    Guşıps kendi kendine “Çerkes perspektifi sunabilme madalyası” verdi İSE artık MADALYALI GUŞIPS diyebiliriz.

    Bu arada şu çağrımı tekrarlamak istiyorum izninizle. YAŞAR GÜVEN EVİNE DÖN..

  11. Pingback: EFD Haftanın Web Projesi: Guşıps (@GusipsInfo) Çerkes Kültürü Dergisi « Erkan's Field Diary