‘Kürtlerin ayrılma hakkını tanı’.

Erhan Hapae 05 January 2016
YENİ SİYASET?

 

‘Ayrılık Vakti’ başlıklı bir önceki yazımda yeni bir siyaset gerektiği konusunu sormuştum.

 

Yeni ve farklı bir siyaset söylemeye çalışmak sıkıntılı bir şey. Üretmek çok zor bir, birde eski ezberi söyleyip duranlardan çok tepki çeker. İcat çıkarma, az dikkat et (az adam ol), şunun bunun sözcüsü vs. eleştirileri gelir. Neyse.

 

Yeni bir söylemi CHP, MHP ve HDP’den beklemek zor. Eski Farabi Sokak çocukları iken şimdi Cihangir güruhu olmuşlardan beklemekte boşuna. Onlar kendilerine yeni bir yel değirmeni bulmuş hayali düşman olarak; ona kılıç sallıyorlar Don Kişot gibi.

 

Hele bu saatten sonra.

 

HDP 1983’e dönmüş durumda, telef olup giden yeni Kürt gençliği için acınası bir durum. Sayın Öcalan’ın; ‘’Stalin’in Milli mesele’’ öğretisini, Victor Serge’nin ‘Militana Notlar’ı yardımıyla uygulama konusunda diretiyorlar. Milli mesele Sovyet’te çözülseydi, Sovyet hiç olmasa Sovyet kalırdı.

 

Kürtler Moskova ziyaretleri yapıyor ve 4 ofisleri varmış orada; biraz Kafkasya okusunlar, âcizane tavsiyem. Çeçenya vs. Kaberdey-Balkar, Adıgey ve hatta Bağımsız Abhazya.

 

Ama Kadirov olmaya hevesli iseler (ki olabilir) Kürt halkına hiç danışmadan, diyeceğim bir şey yok.

 

Biz konumuza dönelim.

 

Tek çare demokrasi galiba.

 

Ve daha da ileri gidelim ‘ayrılma hakkınız’ var demeli iktidar Kürtlere ama gelin birlikte yaşayalım. İkisinden birini seçme hakkınız var. Ve bu, Stalin’in tehdidi gibi olmamalı; ‘Evet hakkınız var ama birliği bozmayın’. Kimse gıkını çıkaramamıştı tabi o zaman, onun gibi olmasın.

 

Gerçekten de, Türkiye’nin bütün halkları olarak biz, böyle bir öneri sunarsa iktidar, itiraz etmesek hatta teşvik etsek? Silahları susturabilir miyiz acaba ya da silahları ellerinden alabilir miyiz?

 

Ayrıl, kendi geçimini kendin sağla.

 

Belki gönüllü birlik böyle bir durumun arkasından çıkar. Ya da hangi fukaralık-nasıl bir dikta, her neyse.

 

Öyle pek kolay değil geçimini sağlamak, bakınız Abhazya. Bunu bir tehdit olarak söylemiyorum ama öyle kaçınılmaz bir gerçeklikte var. Kürtler, geçim meselesi başa kalırsa ne menem bir bela olduğunu henüz öğrenecekler. Çünkü hiç bağımsızlıkla baş başa kalmadılar modern anlamda, tıpkı bizim Çerkesler gibi.

 

İktidara karşı aydınlara düşen görev bence bu gün bu; ‘Kürtlerin ayrılma hakkını tanı’.

 

Bulup bulacağımız en yeni ve en laf dinleyeni bu.  Bunu, Sayın Ecevit’e ve diğer hiçbirine söyleme söyleyemezdik hepiniz bilirsiniz, belki Davutoğlu’na söyleyebiliriz.

 

Oyunu Kürtlerin oyunu ile oynayıp, bir ihtimal çözmeye var mısınız?

 

Varsanız buyurun söyleyin.

 

Hendekleri masum göstermeye çalışmak, ölümden başka bir şey getirmiyor zira.

 

Ülkeye demokrasi getirmeyi Kürtlere ısmarlamış olan Cihangir halkına sözüm şu; hendeklere siz gidin, pek meraklısınız madem.

 

CARI.

 

 

Comments are closed.