AYRILMAK...

Erhan Hapae 29 December 2015
AYRILIK VAKTİ

 

7 Haziran seçimlerinden beri olan olaylar, Kandil’in epeyce hazırlıklı olarak silaha sarılması, Kobani provokasyonu, Demirtaş’ın ABD’den Rusya’ya ülke ülke dolaşıp destek peşine düşmesi, son DTK kongresinden sonra yine HDP sözcülerinin yaptığı son açıklamalar gösteriyor ki Kandil’in derdi uzlaşmak değil, AYRILMAK.

 

PKK zaten bu niyetle kurulmuştu. Süreç içinde çok farklı yalpalanmalara düştü, işte anadilimiz dedi kültürümüz dedi, doğu geri bırakıldı dedi okul yok dedi hastane yok, bunlar olsa hey gidi. Türkiyelileşme projeleri sunar gibi yaptı uzun zaman ama AYRILIK hiç aklından çıkmadı.

 

Ne yerel yönetimlerin güçlendirilmesine razı olacak, nede özerklik kesecek onları. Siyasi rekabete girmeye hiç niyetleri yok, hatta korkuyorlar öyle bir durumdan. Eyalette yapsan olmayacak.

 

Türkiye’nin yeni anayasası ile zerre ilgileri yok, öyle ya, onlara ne. Çekip gidecek nasılsa.

 

Uzun zamandır bende oluşan düşünce bu.

 

Eğer öyle ise Demirtaş ve yoldaşları için provokasyon ve bölücülükten soruşturma açmanın bir anlamı kalmıyor. Senin yasalarını iplemiyor zaten. Dokunulmazlığını kaldırıp mahkûm etmek, Kürtleri daha da kızdırmaktan başka ne işe yarayacak?

 

Ayrılmayı epeyce açık saçık dillendirdiklerine göre artık onların konumu farklı. Savaşı değil belki ama siyaseti bu yeni duruma göre şekillendirmek gerekir. Cevabı şimdilik bende yok.

 

Kandil’in ayrılıp küçük bir diktatörlük kurma hevesini anlıyoruz da, Kürt halkıda ister mi acaba böyle bir şeyi. Demokratik bir Kürt devleti kurulacağından emin olsa, her Kürt ister, kesin. Ama sıkı zalim ve fakir bir diktatörlük olacağı da ayan beyan ortada olduğu için çekinebilirler belki.

 

Şöyle düşünenlerde çıkabilir tabi; tek kurulsun da bu, dikta-miktada olsa bu gün, yarın iklim değişir Akdeniz olur. Kandil’den ürkenlerin bile büyük bir kısmı ‘kendisi İstanbul’a sıvışıp’ böyle bir ayrılığı isteyebilir.

 

Ama Kürt bölgesinden çok ciddi bir kaçışın olacağı da kesin. Küba gibi.

 

Bu gün bir referandumdan bahsetmek mümkün değil. Keşke olabilse. İki taraf da hazır değil böyle bir şeye. Devlet bağırır çağırır o başkada, Kandil’de korkar sanki o riski almaz. Bunca mücadeleden sonra ya tersi çıkarsa?

 

AKP de dahil bütün iktidarlar bölünme korkusuyla yaşadılar, yaşıyorlar. Kürt bölgesinde bizlerin bilmediği muazzam yeraltı kaynaklarımı var? Yoksa orada bir devlet kurulursa, onun bunun oyuncağı olur stratejik olarak, diye mi düşünülüyor? Yoksa büyük Türkiye derken biraz küçülürse, prestij kaybına mı uğrayacak ülke? Anlayamıyorum.

 

Muazzam yeraltı kaynakları olduğunu hiç sanmıyorum bir, onun bunun oyuncağı olacaksa eğer, içerde olmasından dışarda olması, daha iyi değil mi? Prestij meselesine gelince; Slovakya ayrıldı diye Çeklerin onurumu kırıldı?  Quebec ayrılsaydı Kanada çökecek miydi, ya da Katalonya’sız İspanya? Falan işte, beni aşıyor.

 

Hedef ‘AYRILIK’sa, hendeklerde ölenlere terörist gözüyle bakmaz Kürtler, onu bilelim.

 

Haklarını iade etmenin ötesinde, yeni bir siyaset zamanı artık. Bu yeni durumda ise Kürtleri bırakıp, (HDP’ yi pohpohlamışları da dâhil) Türkleri ikna etmenin peşine düşmek gerekir ki.

 

En zor olanı da bu.

 

CARI.

Comments are closed.