Yapılması gereken, muhaceret aydınları ile anavatanın yerleşik ve anavatana dönmüş aydınlarının bir araya getirilmesidir. Böylesi bir oluşumun programını yapılması gerekmektedir.

Can Nart 10 December 2012
Muhaceret ve Anavatan’a Dönüş

Adige halkı muhacir bir halk. Muhaceretteki halkın sorunları ise ulusal sorunun bir başka boyutunu oluşturuyor. Adige halkının aydınları muhaceret yaşamı  boyunca sürgünün sorunlarını çözmeye çalıştılar.Sürgün yaşamının farklılaştırdığı ve zorlaştırdığı koşullar en büyük olumsuzluğu yaratıyordu. Buna karşın, bu güne kadar,  önemli gelişmeler de sağlanabildi.

 

Aydınlar sorunu belirlemek ve çözümlemek için gerekli olan kavramları ürettiler. Muhaceret, muhacir, anavatan, göç, sürgün, sınıf savaşımı, ulus, milliyet, milliyetçilik, sosyalizm vb. kavramlar sürgündeki halkın mücadele sürecinde yeniden üretildi. Aydın hareketinin önemli bir eksikliği vardı. Sürgün ile ortaya çıkan muhaceret yaşamını sadece Adige halkının sorunu olarak görüyorlardı. Bu nedenle ortak sorunu yaşayan halklar ile ilişkiler kurulamadı. Onların deneyimlerinden yeterince yararlanılamadı. Sadece İsrail-Filistin sorunu, yeterli olmamakla birlikte, değerlendirilebildi. Oysa Adige halkının sürgününe neden olan savaşın benzeri savaşlar birçok başka halka da benzer bir gelecek yaşatmıştı. Dünyada birçok genel ve bölgesel savaş oldu. Özellikle Dünya savaşları milyonlarca insanın anavatanlarından sürülmesi ile sonuçlandı. Dünyada mülteci sorunları ile ilgilenen organizasyonlar kuruldu ve mülteci sorunlarının çözümü doğrultusunda çalışmalar yaptılar.

 

ICIHI  Mülteciler Üzerine Çalışma Grubu’nun “MÜLTECİLER, Yer Değiştirmenin Dinamikleri” başlıklı raporu genel olarak mülteci sorunlarını ele alıyor, değerlendiriyor. Raporda geliştirilen görüşler Adige halkının sorunlarına da ışık tutmakta. Rapora göre Mülteci sorununun çözümünün üç biçimi var; Eve dönmek, Yer değiştirmek ve Entegre olarak gidilen yerde kalmak.

 

Dönüşcüler Adige Halkı için ilk biçimi, eve dönmeyi, öneren gruptur. Dönüşçülere  göre Adige Halkının sorunu Anavatana dönülerek çözülebilir. Fakat bu da kolay bir süreç değildir. Dönüşün gerçekleşmesinin önünde ilk engel Politik sorunlardır. Bu engelin aşılması zorunlu olmakla birlikte yeterli de değildir. Sorunun “sosyal ve psikolojik boyutu”nun da ihmal edilmemesi gerekir. Rapor, bu nedenle, “mültecilerin yeniden entegrasyonunun dönülecek yerlerde uygun ekonomik ve sosyal koşulları sağlayacak projelerin geliştirilmesi gerektiğini” vurgulamaktadır. Eğer bu sağlanamaz ise “mülteciler ikinci kez anavatanlarını” terkedebilirler.

 

Aynı sorunu anavatana dönen Adige Dönüşcüler de yaşamıştır. Sovyetler Birliğinin dağılması ile ortaya çıkan dönüş olanakları sosyal ve ekonomik koşulların zorlaması ile yeteri kadar geliştirilememiştir. Hatta anavatanı ikinci kere terk edenler de olmuştur.

 

Rapor Dönüşün sağlıklı olarak gerçekleşmesi için üç konunun üzerinde önemle durmaktadır; Bilgilenme, İrtibat-İlişki, Koruma.( INFORMATION, LIASION, PROTECTION ). Bu üç konu bizim için de hayati önem taşımaktadır.

 

Sistem farklılıkları nedeniyle sağlıklı ilişkiler geliştiremeyen anavatan ve muhaceret için koşullar 1985 den sonra değişmiştir. 1985 öncesine göre anavatan ile ilişki kurmak çok kolaylaşmıştır. Buna rağmen Adige halkı açısından çok şeyin değiştiğini söylemek kolay değildir. Çünkü muhaceretteki halkı anavatana taşıyacak örgütlü bir yapı bulunmamaktadır. Bu nedenle çekirdek bir grupla başlayacak ve bütün halkı kapsaması hedefleyecek çalışmaları başlatmak gerekmektedir.

 

Bilgilenme, ilişki ve koruma aynı sürecin iç içe geçmiş aşamalarıdır. Muhaceret’deki halkın anavatana ilişkin bilgilenmesi sürecin başlangıcı olmaktadır. Doğru bilgilenme ‘dönüşün’ sağlıklı olarak gerçekleşmesinde ilk olmakla birlikte önemli bir faktördür. Rapor “mültecilerin genellikle anavatana dönmekte istekli olduklarını fakat kendi ülkelerindeki koşullara ilişkin doğru bilgi alma yollarını bulamadıklarını” belirtiyor. Adige halkı için de durum hiç farklı değil. 1985 lere kadar sistem farklılıkları nedeni ile anavatan hakkında bilgilenilemez iken şimdi de Rusyadaki hızlı değişim bigi alma ve değerlendirmede zorluğun nedenidir.

 

Bilgilenmeden sonraki aşama ilişki kurmak, irtibattır.  Sağlıklı bir dönüş programını geliştirmek için ilişkileri geliştirmek gerekmektedir. İlişki sürecinde unutulmaması gereken şey Dönüşçülerin “bir rejime değil anavatana dönmek istemeleridir. Bu nedenle ortak payda politik yaklaşımlar değil insani/toplumsal-ulusal taleplerdir.

 

Son olarak da rapor dönüşü gerçekleştirenlerin korunması gerektiği üzerinde duruyor. Eğer “mülteciler bağımsız olarak aniden dönmeyi seçerler ise onları gerektiği kadar korumak zor olmaktadır. Eğer planlanmış bir programın parçası olarak anavatana dönülür ise koruma tedbirleri sağlanabilecektir.”

 

Adige halkının ilk dönüş pratiği bilgilenme, ilişki ve korumanın önemini açıkça ortaya çıkarmıştır. Anavatana dönenlerin çektikleri sıkıntıların, dönüşün yaygınlaşamamasının nedeni olarak belirtilen konularda çalışmaların gerçekleştirilememiş olmasıdır. Buna rağmen anavatana dönmüş bir grubun olması önemli bir avantajdır. Yapılması gereken, muhaceret aydınları ile anavatanın yerleşik ve anavatana dönmüş aydınlarının bir araya getirilmesidir. Böylesi bir oluşumun programının yapılması gerekmektedir.

 

Hedefimiz muhaceret-anavatan ilişkisini yeniden kurmak, anavatana ilişkin bilgi birikimini oluşturmak, anavatan ve muhaceret arasındaki iletişimi sağlamak, dönüşü bir program çerçevesinde geliştirmek ve dönen mültecileri (repatriant) koruyucu tedbirleri almak olmalıdır. Bu zorlu bir hedeftir.

Dönüş muhaceret için somut bir hedeftir. Bu nedenle amacı dönüş olan örgütlenmelere gereksinim vardır. Muhaceretteki KKK Dernekleri bu amaç ile çalışmaya yeterli değildir. Dönüşçü aydınların derneklerimizden kopmadan kendi örgütlenmelerini gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Yayın düzeyinde başlayıp hızla diğer örgütlenme düzeylerini oluşturabilecek bir çalişma hedeflenebilir. Anavatandaki Adaptasyon Derneği vb. STK lar bu örgütlenmenin anavatan birimini oluşturabilir.

 

Geçmişi reddetmeden başlayacak yeni DÖNÜŞ hareketi umudu ile.

 

Yorumlar (5)
  1. fahri huvaj on said:

    Sevgili Yusuf, her vesileyle bir araya gelmek güzeldir. Bunda bir sakınca yok. Lakin senin beklediğini sandığım amaç için kanaatimce samimi olarak anavatana yalnızca anavatan olduğu için dönülmelidir, çerkes ulusal sorununun tek çözümü anavatandadır görüş ve inancında olanlarla toplantı yapılmalıdır, üstelik amacı, hedefi, çerçevesi, gündemi katılımcıları somut olmak koşuluyla. Aksi halde elbette bir araya gelinebilir ama bundan çok somut bir sonuç beklenmemelidir. Bir de dönüş ama nasıl? sorusuna cevap arayabilecek birikimdeki arkadaşları tahrik etmek lazım ya da sorunun nasıl ve ne zaman boyutuna ağırlık vermek lazım diye düşünüyorum.
    Eline sağlık, yapıcı ve yararlı bir yazı olmuş. Umarım olumlu etkileri kısa süre içinde görülmeye başlar, umduğun, beklediğin cevapları alabilirsin. Teşekkürler.

  2. Abdullah HIZEL on said:

    Sn Can Nart
    Yazi icin tesekkur ediyorum. Diasporadan anavatana donmus aydinlarin bir kopru vazifesi gormesi gerektigine, diasporada ve anavatanda orgutlenerek birlikte alinacak ortak karalarla, bir vizyonla yola cikmanin gerekliligine inaniyorum.Nihai hedefi anavatana donusu planlamak ve organize etmek olacak boyle bir adimi gonulden destekliyorum.

  3. Yenemıko Mevlüt on said:

    Sitenizin uzun soluklu, ulusal taleplerimizin çözüm yolları konusunda bilimsel doğrulardan hareketle politika üreten, yol gösterici olmasını diliyorum.
    Halkımıza yönelik olarak faaliyete gecen her site, her olumlu görüş gelecek adına beni heyecanlandırıyor, acaba bu toplumu kucaklar mı diye umut besliyorum. Yalnız ne var ki; halkımızın iyi bir şekilde tahlil edilmemesi, doğru politikaların üretilmemesi, gündelik küçük çıkarlara veya sen-ben kavgasına alet edilmesi sitenin cazibesini yitirmesine neden oluyor. Bu nedenle sanal alemde pek çok site mezarı var.
    “Fikirlerin çarpışmasından hakikat şimşekleri çakar” düsturu bize rehber olmalı, daha önce “doğru” bellediklerimizin yanlışlığını anladığımız zaman hiçbir komplekse kapılmadan doğru olanı kabul edebilmeliyiz. İtiraf etmeliyim ki bizim kuşağın en büyük zaafı arkadaşlarını kırmamak adına doğru bildiklerini söylememekti. Öyle olmasaydı kırk yıl boyuca “dönüşçü” , “kalışçı”lardan başka akımlar ortaya çıkar, amaca ulaşmak için kıyasıya yarış olurdu.
    Açıkça söylemeliyim ki Adıge siyasetini belirleyebilecek, dolayısıyla Adıgenin yol haritasını çizebilecek bir görüş, bir düşünce göremedim sitede. Oysa özellikle “Başlarken” başlığı altında son zamanlarda Adıge dünyasında kaosa dönüşen bazı terimlere açıklık getirilirse sitenin yönünün belirleyici olacağını sanıyorum. Eğer bazı terimler doğru olarak ortaya konursa, “kalışçı” olmanın bile kendi vatanında kaderini tayin etmeye hizmet edeceğine inanıyorum.
    Sitenin uzun soluklu, düzeyli, ilkeli tartışmalara vesile olmasını diliyorum.

    • Tleps on said:

      Merhaba

      Sitenin uzun yıllar canlı kalmasını ve uzun yıllardır onlarca kurumun dolduramadığı düşünsel boşluğu doldurabilmesini temenni ediyorum.Belli ki hayli emek sarfedilmiş.

      Sayın Yenemuko sizin de site/dergi ile ilgili temennilerinize yürekten katılıyorum..

      Ancak; site ile ilgili Adige siyasetine yön vermediğine ilişkin eleştirinize katılmıyorum. Görüyorum ki zaten sitenin de Adige siyasetini belirlemek, Adige’nin yol haritasını çizmek gibi bir iddiası yok zaten. Eğer olsaydı da bu duruma karşı durulmalı açıkçası.Adige siyasetine yön verecek olan sadece ve sadece Adigelerdir, bırakınız bu site ve benzerleri Adigeleri düşünmeye sevkedebilsin, böylelikle Adigeler kendi siyasetlerini kendileri belirlesin.Aksini düşünmek biraz adem-i merkeziyetçilik ekseninde kalıyor gibi sanki…

  4. necdet hatam on said:

    Yusuf’cuğum günün birinde şu kuramsal çemberi kırabilecek misin acaba. Bırakın artık şu halkı uyutma kuramcılığını. Benzer olmayan sorunları benzermiş gibi halka sunmayı.

    Sanki yirmi yıl boyunca defalarca bir araya gelme çağrısı yapılmış gibi. Sanki iki üç yılda bir olsun Anavatanı ziyaret etmişsiniz gibi. İkinci yazınızda da aynı üslup var. Siz bu olayın neresinde idiniz neresine düştünüz şimdi neresindesiniz?

    Günümüzde sorun Suriye Sorunudur. 2002 yılından beri konut alıp tapu alabilme hakkınız var. Yapmanız gereken hemen bir konut alıp siz dönünceye kadar Dönüş yapmış durumu çok iyi olmayan bir ailenin kullanımına vermektir.Durumu müsait olup da bunu yapmayanlar bari uyutma politikasından vazgeçsinler.

    Bir araya gelmenin ilk koşulu da siz solcuların eskiden çok sevdiği şimdilerde pek ağızlarına almadıkları öz eleştiridir.