Susmayanlar ve asla susmayacak olanlar “SES VERSİN”...

Kuban Kural 05 June 2013
Medet Önlü – Suçlu Kim?

90′ lı yılların başıydı ve birçok Kafkasya sürgünü ailede olduğu gibi bizim ailede de önce Abhazya savaşı ardından Çeçenistan savaşı gündemin başını çekiyordu. Oldukça küçük olan yaşıma rağmen kulağıma çalınan isimlerden biriydi Medet Önlü.

 

Lise yıllarımda Çeçenistan ve Kafkasya ile ilgili okumalarım ailemin bu konudaki hassasiyetiyle birlikte artmıştı. Tarihi bilgileri okuyacak kaynaklar ararken günceli de takip etmeye büyük çaba harcıyordum. O dönemde birçok gençte olduğu gibi özellikle Çeçenistan’da yaşananlar beni de cahilâne ve radikal düşüncelere itiyordu. Bu konuda psikolojik olarak zor günler geçirdiğimi hatırlıyorum.

 

Çeçenistan’da halkın iradesine dayalı bağımsızlık şiari, Dudayev ile yükselmiş ve ağır kayıplara rağmen bir türlü bastırılamamıştı. Bağımsızlık konusunda tavizsiz ancak bir o kadarda anlaşılır bir siyasî cizgi yürüten liderlerin teker teker ortadan kaldırılmasıyla birlikte, savaş yorgunu bir ülkede siyasî silahlı direnişin değil radikalizmin hüküm sürdüğü bir dönemi yaşar olduk. Savaş ortamında yetişmiş nesillerin siyasî bir birikim sahibi olmaları ne kadar beklenebilirse, yeni kadrolardan da siyaset o kadar beklenebilirdi. Bunu çok iyi bilen Rusya, radikalizasyonun sonuçlarını kendi çıkarları ölçüsünde manipüle etmekte gecikmedi. Yapılan siyasî hatalara gerçekleştirilen silahlı eylemlerin sivillere yönelmesi de eklenince iş iyice içinden çıkılmaz bir hal aldı diyebiliriz.

 

Yıllarca süren bağımsızlık mücadelelerinin nerdeyse tamamında görülen bölünmeler, parçalanmalar Çeçenistan’da da yaşandı. Böyle bir konjenktürde Kadirov gibi bir figürü bulmak ve sınırsız imkanlar sunmak ise Rusya için yeni bir perdeyi araladı. Yeni dönemde, savaş yorgunu bir ülke de Rusya adına sukuneti sağlamak, kötünün kötüsüne halkı “razı” etmekle mümkün oldu. Gerek Çeçen-İçkerya sınırları içerisinde gerekse yurt dışında Rusya tarafından gerçekleştirilen operasyonların bir numaralı piyonu hazırdı: Ramzan Kadirov.

 

Böylece gerçekleştirilen operasyonların bir Çeçenizasyon sürecine hizmet etmesi de sağlanarak Rusya kendisini aklamış olacaktı. Büyük ölçüde de gerçekleştirildi bu manipülasyon. Diaspora kurumlarının bile bu sürece alet olduğunu gözler olmuştuk.

 

Çeçenizasyon sürecinin karşısında dimdik duran, oyunları bozan, deşifre eden, söyleyeceğini hiç kimseden sakınmayan, her fırsatta Çeçenler terörist değil diye gerçeği haykıran dik duruşlu bir adamdı Medet Önlü… Eskişehir’de, herkesin Çeçen- İçkerya’yı unuttuğu bir dönemde, Kafkasya’lı bir grup genç kendisiyle irtibata geçmiş ve İçkerya için yapabileceğimiz ne var, diye sormuştuk. Telefonun ucundaki ses heyecanını ve sevincini saklamayarak heyecanla anlatmaya başlamıştı.

 

Neler mi yaptık? Diaspora olarak yapmamız gerekenlerin belki milyonda birini yapamadık….

 

Daha sonraki yıllarda Kafkasya Forumu içerisinde birlikte çalıştığımız yeğeni Abrek Önlü üzerinden defalarca fikrini aldık. Çeçenistan’da olanlar ya da mültecilerin sorunları için ne zaman kapısını çalsak fikirlerini, düşüncelerini paylaşmaktan hiç çekinmedi. Kendi fikrini söyleyip yapacağımız hiçbir şeye müdahale etmemesi belki de diaspora insanında en az bulunan özellikti.

 

Geçen sene tamda bu zamanlarda, Soçi Olimpiyatlarını 2006 yılında protesto etmeye başladığımızdan beri yaşadığımız en zor günleri geçiriyorduk. Evet bireysel olarak tehdit edilişimizin mesajı belliydi. Başta örgütlü olduğumuz yapı olmak üzere her diaspora bireyine verilen mesaj net bir şekilde “Diaspora sus , sesini çıkarma” idi. Böyle bir dönemde belki de en samimi geçmiş olsun mesajını yine kendisinden işitmiştik. Telefonun ucunda “Geçmiş olsun, Allah yardımcınız olsun.” diyen tok ses, dik duruşlu, cesur insan Medet Önlü’ye aitti.

 

En son Kafkasya Forumu olarak IKKD Genç ile birlikte gerçekleştirdiğimiz 23 Şubat Çeçen-İnguş Sürgünü anma programında 3 konuşmacımızdan biriydi Medet Önlü. Moderasyonunu yaptığım gecede 20 dakikalık konuşmasını 40 dakikaya uzatmasına rağmen, kitabın ortasından ve hiç kimseden korkmadan konuşan irade timsali Medet Önlü’nin sözünü kesmeye cesaret edemediğimi hatırlıyorum.

 

O geceki konuşmasında hiç kağıda bakmadan hem tarihi süreci hemde güncel sorunları anlatırken korkusuz bir sözlü direniş örneği sergiliyordu. Salondaki katılımcılara gerçeği anlatırken, konuştuklarından anında haberi olan mahfillere ise, her şeye rağmen “sizden korkmuyorum” diyordu sanki…

 

Çeçenistan’da bağımsızlık rüzgarı esmeye başladığı yıllarda ortada olan birçok Kafkasya’lı ortadan çekilmiş, hatta birçok bağımsızlık taraftarı Çeçen diaspora temsilcisi Kadirov’un kayığına binmiş, binalarla süslenen Kadirov’un çiftliği Çeçenistan’a ekonomik ve siyasî PR turları düzenlerken, O, hiç eğilmeyen dik duruşuyla genç bireylere Kafkasyalı duruşunun örneği oldu. Görüşünü beğenmediğinizde bile saygı duyacağınız bir dik duruştu her zaman sergilediği. Belki de 20 yıl önce Dudayev ile başlayan söylemi hiç evirmeden dimdik taşıyan dünyadaki tek Çeçen siyasetçiydi.

 

Konferans sonunda kulağıma eğilip o tok ama endişeli ses tonuyla “Dikkat edin.” demesi ise çok şey anlatıyordu. Bugün bunu çok daha net anlayabiliyoruz.

 

Evet, o dik duruşlu, dürüst adam artık yok. Diaspora tarafından yalnız bırakılmış bir mücadelenin yılmaz savunucusu Çeçen-İçkerya Fahri Konsolosu Medet Önlü inşallah arzu ettiği şekilde şehit oldu.

 

Birçok eski dava arkadaşı ise suikast hakkında komplo teorileri üzerine kafa yorarken sorumluları gözden kaçırdıklarının farkında bile değiller.

 

Suçlu Kim?

 

Cinayet ilk değil böyle giderse son da olmayacak… Nedeni çok açık, Türkiye Cumhuriyeti olayın üstünü kapatacak gibi duruyor da ondan. Biz bu oyunu gördük. Çeçen sığınmacılar sokak ortasında katledildiklerinde de birçok isim ve kafa karıştırıcı fotoğraf servis edilmişti medyaya. Emniyet güçleri tarafından medyaya “sızdırılan” bilgiler hedef saptırmak, kafa karıştırmak için gerçekleştirilen psikolojik bir harekatın parçalarından başka bir şey değildi. (Hiç kimsenin mi dikkatini çekmiyor – Senaryo aynı)

 

Sonuç, katiller ortada yok. Herkesin bildiği katil ve piyonları ise her an tehditlerine devam ediyor. Korkarım böyle giderse çiftlikleri gibi gezebildikleri Türkiye’de yeni cinayetlerde işleyecekler. Daha önce gerçekleştirilen 6 sığınmacı cinayetini aydınlatmayan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti en az katiller kadar sorumludur bu suikastten. Kendisine sığınan savunmasız insanların katillerini bulup, arkasındaki gücü deşifre edip, hesabını sormayan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Medet Önlü’nün katillerine resmen ve alenen adres göstermiştir.

 

Medet Önlü’nün hayatına malolan suikastin hedefi yine tanıdık. Kafkasya hakkında diasporada akıllı cümle kuran, siyaset yapan, Rusya’nın tarihte gerçekleştirdiği soykırımları gündeme getiren, her gün işlediği insan hakları ihlallerini haykıran diaspora bireyine verilen mesaj tek kelimeyle “SUS.”

 

Cinayetin 21 Mayıs günü gerçekleştirileceği ancak mecburen bir gün sonraya ertelendiği bilgisi ise bir taş ile hedeflenen iki kuşu işaret ediyor. Medet Önlü ile birlikte Çeçen – İçkerya Cumhuriyeti bayrağını taşıyan son kişide yok edilecek ve Çeçen diasporası Kadirov’un (aslında Rusya’nın) arka bahçesine çevrilecek, Soçi Olimpiyatları gündeme geldiği andan beri kimseye sırtını dayamadan , bütün karalama ve manipülasyon girişimlerine rağmen özgün seyrinde, halkından başka bir güce güvenmeden güçlenerek devam eden Soçi Muhalefetine ve Çerkes diasporasına yine aynı mesaj verilecektir. “SUS.”

 

Susanlardan olmak, tarih boyunca işlenen katliamlara sessiz kalmak yeni suikastlere yol vermektir. Yapılacak olan ise Medet Önlü Suikastinin peşini bırakmamak ve hükümetten bunun hesabını sonuna kadar sormaktır. Hükümet yetkililerinden ya da Cumhurbaşkanı’ndan gelen ağlak açıklamalara razı olmak ise tam anlamıyla ağza çalınan balı yalamaktan başka bir şey değildir. Hükümet üzerinde oluşturulması gereken sivil ve demokratik baskının yanında Rusya’nın kanlı tarihini, Kafkasya’daki insan hakları ihlallerini ve Soçi Muhalefetini dünyanın gündemine getirmek ise Medet Önlü’den diasporaya miras kalan dik duruşun gereğidir.

 

Karar diasporanın…

 

Susmayanlar ve asla susmayacak olanlar “SES VERSİN”…

 

Yorumlar (9)
  1. Ahmet Kuşkan on said:

    Medet Önlü’ye Allah rahmet eylesin.
    Yukarıda yapılan süreç analizi ve çıkarılan sonuçlar bir biri ile tutarsız.
    Çeçenistanda başlayan mücadelenin gelişim sürecinde savaşmaktan vazgeçmeyenleri “radikal” ilan ederken sanki Çeçen İçkerya Cumhuriyetini Ruslar ve onun işbirlikçileri değilde, bu radikaller yıkmış gibi bir ruh hali içerisindesiniz. Diğer yandan gerek Medet Önlü ve gerek Medet Önlü gibi düşünmeden mücadeleye devam ederken vurulan diğer 6 kişiyi ödürten kişi aynı Kadirov. Gerçek bu kadar netken faili direk eleştirin. “Radikal” dedikleriniz daha çok kayıplar veriyor ve sadece failleri suçluyor. Sizde böyle yapsaniz kamuoyuna önünde daha tutarlı görüneceksiniz.

  2. Vazıpha Neslihan Arslan on said:

    Suçlumu arıyorsunuz.Suçlu ne Kadirov ve hükümeti nede Rusya.Kafkasya bizim anavatanımız romantik hayallerimizin masal diyarı olan diasporasıyla ne tarihte nede günümüzde yaşananlara kayıtsız kalan yerleşik halkının ve diasporadaki soydaşlarının bu Kafkasyalılık bilinciyle giderek ün kazanan bir toprak parçasıdır.Medet Önlü(lerin)öldürülmesine,cenazesine ve basın açıklamasına gösterdiğimiz o büyük katılımla içimizden bir Medet Önlü daha çıkmayacağını herkese gösterdik.Suçlu kim sorusuna tüm Kafkasyalılardır dışında verebilecek bir cevabım yok.Taraf olma anlayışımızı bişeyci olma durumumuzu nerede gösterip nerede göstermeyeceğimizi ayırt edemediğimiz sürecede kendi katilimiz olmaya devam edeceğiz.

  3. xyz on said:

    Pardon da ölüm haberi medyada haber olana kadar Medet Ünlü’yü kaç kişi tanıyordu? Muhtemelen çok kıymetli birisidir, dava adamıdır,bunlar tamam…Bütün bunlar doğrudur tamam anladık da, Çerkes siyasetiyle Çeçen siyasetinin yolları ayrılalı epey zaman geçti. Cinayet rezil bir şey, kınıyorum ben de, hesabı da muhakkak sorulmalı, onu da anlıyor ve kabul ediyorum da, bu cinayeti yolları çok önceden ayrılmış Çeçen ve Çerkes siyasetlerini yeniden nikahlamak üzere kullanmayı da çok “oportünist” bir tavır olarak görüyorum. Medet Ünlü’yü bağlamaz belki de, cenaze fotoğrafına bir bakın, BBP-MHP…Bu fotoğraf tesadüf değil biliyorsunuz. İlk fotoğraf da değil. Bu fotoğrafın özeleştirisi yapılmadan ve izah edilmeden Çerkes siyaseti ve Çeçen siyasetini evlendirmeniz çok ama çook zor.

  4. Hasan Sezer Yolcu on said:

    Kafkasya Emirliği’nin kurulması öncesi Dudayev’den başlayan Maşhadov ile devam eden Sadullayev’le birlikte Çeçen Mücadelesinin Kafkasya’nın tamamını kapsar hale getiren Kafkas Cephelerinin kurulmasına yol açan resmi kararları mevcuttur..sırasıyla Şeriatın kabul edilmesi..Şeriat mahkemelerinin kurulması..Şura meclisinin kurulması..hepsi “radikal” kararlardır ve bu “radikal” kararları da Çeçen liderler aldı..noktayı sadece Dokku Umarov koydu..KE kurulması anlık bir olay değildir..bir süreçtir..süreç sonunda alınan kararın hatalı olduğu zamanlamasının erken olduğu vs.. vs..eleştirilebilir ancak tüm sorumluluğu Dokku Umarov’un üstüne yüklemek ve KE’ni sanki Çeçen İçkerya Cumh. parçalayan bir yapı olarak ve dahi FSB’nin desteğiyle ortaya çıktığını söylemek akla ve vicdana ve realiteye sığmaz..ve dahi hepsi şehit olan inş. Çeçen liderlerinin kemikleriniz sızlatır..Çok beğendiğiniz demokrat Batı, Rusya Federasyonu’nun en zor durumda olduğu durumda 250 bin Çeçenin öldürülmesini sadece izledi..tıpkı bugün Suriye’de öldürülen Müslümanları izledikleri gibi…Medet Önlü ile Türkiye’de işlenen diğer cinayetleri muhtemelen aynı eller işledi..Medet Önlü’nün savunduğu dava ile özellikle İstanbul Zeytinburnu’nda öldürülen 4 Çeçen Mücahid gazinin davaları farklı olsalar da..Rusya ve uşağı Kadirov’un en ufak muhalif bir sese bile hiçbir zaman tolerans göstermediği bir kez daha ispatlanmış oldu..o halde bunun üzerine yoğunlaşmakta fayda var..

  5. Murat Yetiş on said:

    Öncelikle bu yazının yazılmaması bir eksiklik olurdu. Kuban Bey’e teşekkür ediyorum.
    Yorumlardan ve bu konudaki genel tepkilerden görülüyor ki, Diasporanın kafası karışık mensupları olarak, kişi sayısı kadar fikirlerimiz var… Hepimiz, ayrı bir manipulasyonun ürünü olarak, orta yerde birşeyler söylemeyi, yakın bulduğumuz ideolojinin kalıplarına uygun tepkiler vermeyi görevimizi yapmış olmak olarak telakki ediyoruz… Oysa geleceğe yönelik olarak şu gelip geçen bir buçuk asır zaman içerisinde, ne kadar müktesebat üretilmiş, ne yapılmış dersek hepimiz başımızı öne eğeriz… Hala da bir değer üretmeyen gelip geçen gündelik siyasete yönelik sözlerin ötesine geçemiyoruz… Medet Ünlü…, bu genel yapının dışında tebarüz etmiş, “değer üreten, organizasyonlar yapmaya çalışan ve en önemlisi kendisini adayan ” bir abimizdi… Hareket adamı idi… Bu yüzden de bütün hareket insanları ile irtibatı vardı… O…, MHP, BBP AKP gibi sağ’ın hareket unsurlarının da ilgisini çekiyordu evet. Onlar, Medet Ünlü’nün İmanından ve Tevekkülünden etkileniyor, O’na hayranlıklarını / saygılarını gizlemiyorlardı… O’nun yaşayan tecrübesinden yararlanmak adına çevresinde staj yapmak istiyorlardı… “Onlarla birlikte hareket ediyordu” diyemezsiniz buna… Sol’dan da kim gelse Medet abi aynı alakayı gösterirdi, fakat literatür farklılığı, O’ndaki Kur’an bağlılığı Solun gençlerine biraz ters geliyordu… Bu tarafların doğasında vardır… Benim görebildiğim kadarı ile O, kendisini önce Kur’an kavramları ile, sonra da Kuzey Kafkasya’nın birikimi ile tanımlıyan bir hareket adamı idi… O’nu kendi adıma çok özleyeceğim… Kuban Arkadaş’a bir kez daha Teşekkürler…

  6. ahmetyermez on said:

    Yazıyı ve yorumları okudum hepsine tek tek yorum yapacağım.

    – Sayın Ahmet Kuşkan siz yazıyı nasıl okudunuz bilmiyorum ama sizin çıkardığınız anlamı çıkarmak için ciddi bir ideolojik eziklik içinde olmak ve her söyleneni kendine yontmak yatıyor. Yazıda bir defa bile emirlikçilerden bahsedilmemiş. Yazının mesajı çok açık ve net. Ayrıca başkalarının kanlarını döktükleri savaşın sıcak evinizden propagandasını yapmayı nasıl yakıştırıyorsunuz kendinize anlamamıyorum. Gidin katılın savaşa görelim cesaretinizi kardeşim.Ölen değilsin öldüren değilsin konuş Allah konuş.

    – Neslihan hanım sizi sadece tebrik ediyorum. Gerçeği hiç çekinmeden ve cephe gerisinden ateş etmeden isminizle yazmışsınız. Evet katil biziz yani Hepimiz başta da burada cenazeye bile gitmeden maval okuyanlar.

    – xyz’nin açılımı Rusya sanırım. Ne diyorsun sen xyz Allah aşkına, görmüyor musun o iki siyaseti sen ve senin gibiler ayırmaya çabalasalar da hayat ayırmıyor hele Rusya hiç ayırmıyor. 21 Mayıs’ta Medet Ünlü’yü öldürmeye kalkıyorlar niye 23 Şubatta değil hiç düşündün mü? Yok ama düşünemessin çünkü sen adını bile yazamayacak kadar korkaksın. Bu gerçeği ve bu tehlikeyi farketsen Çerkeslikten bile vazgeçersin. MHP VE BBP bayrakları rahatsız etmiş paşayı, bunun sebebinin sen ve senin gibiler olduğunu anlaman için bir kere iyi niyetli olman lazım ama nerdee. Neyse sana küçük çerkes kliğinle başarılar, sanırım soçiye muhalefet etmekten korkarak konsolosluk önünde ağıt yakan korkak yurtseverlerdensin sen, onların taktiğidir bu sahte profiller. Dikkate almaya bile değmessiniz.

    – Hasan sezer bilgilerin sorunlu ama sen yine de yoğunlaş. Yoğunlaşa yoğunlaşa bi hal oldunuz zaten diaspora kalemşörleri olarak.

    – Sevgili Murat anlamazlar kardeşim bunlar seni boşuna yorma kendini…

    – Son Sözüm yazara; Medet Önlü cinayetinden sonra İstanbul’da eylemdeydim ve 40 kişi vardı. Neredeyse tamamı Kakasya formu üyesi gençler. Sayı az diye üzüldüm baştan ama sonra sevindim gelmesin zaten korkak diaspora karakterleri böyle yerlere kirletmesinler tertemiz genç beyinleri.Bildiriyi okuyan gencin gözlerindeki şimşek korkutuyor zaten Rusya’yı.Diaspora eskileri de yazıda dediğin gibi methiye düzecek güç arayışında. Sen geçen sene tehdit edildin, bu sene medet’in cenazesini yazıp hedefi gösterdin ve tabi şimşekleri yine üzerine çektin. Marje’de her hafta Rusya’yı deşifre ediyorsun. Ne senin derdin arkadaşım öldürtmek mi istiyorsun kendini Ruslara.( Bu söylediğim ortalama diaspora insanın tepkisidir)Benim dediğim ise sadece ve sadece sana ve arkadaşlarına helal olsun. Bu ismini zikretmekten korkan klavye slahşörlerinin olduğu bir diasporada ismin cisminle direniyorsun. Buna sadece helal olsun denir. Ses versek sesimizi duyan olur mu bilmem ama adresi gösterin sesi verelim. Diasporanın önderi diyorlar ya hani olacaksanız sizler olursunuz. Yalnız yazıda bir eksik vardı onuda bu kadar erkeğin içinde tek kadın olarak neslihan hanım ismiyle cismiyle korkmadan yazmış Evet suçlu BİZİZ,TÜM DİASPORA ( ses vermeyen ve veremeyecek olanlar sussalar yetecek ama onuda yapmıyorlar)

  7. Ahmet Kuşkan on said:

    Yazı ile ilgili tenkit yapmak hakkım var elbette. ahmetyermez ucuz propaganda düzeyini aşacak bir karşı tezle gelebilesen keşke. cok istekliysen [email protected] a yaz.

  8. Hasan Sezer Yolcu on said:

    Yorumlardan anladığım kadarıyla yazının asıl sahibi Kuban Kural değil, Ahmet Yermez ….xyz diye isim belirtmekle, mahlas isimler kullanmak arasında bir fark göremiyorum..sosyal medya bildiğiniz gibi değil, İslami motifler içeren yazı ve yorumlar anında takip edilir ve sorgu sual etmeden kapatılır…demokrasicilik oynamaya benzemez…Ruslarla mücadele etmenin tek yolu silaha sarılmaktır..aksi takdirde kaale bile alınmazsınız..alınmıyorsunuz da…Soçi olimpiyatları için 1 milyon kişi aleyhte yürüse en fazla üç beş gün konuşulur unutulur gider ama Boston maratonundaki gibi basit bir operasyon düzenlense..olimpiyat filan olmaz…düşmanınla mücadele etmek istiyorsan önce düşmanı tanıyacaksın..siz Rusların kim olduğunu halen anlayamamışsınız…böyle devam edin…

  9. yonca dogbay dinc on said:

    bizzat cardak cenazesindeydim bu insanin seveni coktu muslum
    anlik yonu agir basan biriydi. mhp bbp…vb. kokenli insan da coktu ailesi siz gelmeyin diyemezdi sanirim cecen ve bk bayraklarini da habze adina cikaramayan gencler sonra dayanamayip actilar.hemen yaftalamalar ayristirmalar biz zaten yollari ayirmistik demeler o gelirse ben yokum demeleri birakalim artik.