Kuban ovasının orta yerinde oturan Adıgelerin elinde kalmış bir belge yok mudur acaba? Ya da bir fotoğraf?

Erhan Hapae 14 January 2013
HOLODOMOR (Açlıkla Öldürmek)

1932-33 yıllarında Ukrayna ve Kuban havzasında büyük bir kıtlık başlar. O iki yıl, bu iki bölgede milyonlarca insan ölür. İddia; 5 ile10 milyon insanın açlıktan öldüğü. Sovyetlerin tahıl ambarı Ukrayna’dır ama Rusya’nın tahıl ambarı da Krasnodar ve Stavropol bölgesidir, yani Kuban.

 

Dünya kamuoyundan çok becerikli bir şekilde saklanmış bir insan-kırımı.

 

Lenin, daha 1922-23 te benzer bir girişimde bulunur. Bolşevik Devrim’e ilgisiz kalan ama pekte itiraz etmeyen köylü sınıfını olağanüstü vergilere bağlar. Ödeyemeyecekleri derecede bir vergidir bu. Köylüler direnir, Lenin geri adım atar. (NEP).

 

Beyaz ordu özellikle bu bölgelerde direnir Kızıllara. Şolohov’un ‘Durgun Don’ u tamda bu direnişin hikayesi. Kızıllar açısından sicili bozuk bir bölge yani.

 

1932 yılında Stalin, Ukrayna’yı 7.7 milyon ton buğday (vergi) vermeye zorlar. Bunun imkânsız olduğunu söylemek için kendisine gönderilen temsilcilere, vergiyi iki misline çıkararak cevap verir. Stalin ve Molotov’un imzasıyla Pavel Postisev Ukrayna parti 2. Sekreteri olarak atanır. Emrinde silahlı büyük birliklerle.

 

Parti, silahlı güçlerle zoralım başlatır. Bir iki öteberisini saklayıp yakalanmış köylüler idam edilir ya da biraz hafifse Sibirya’ya sürülür. Birkaç ay daha hayatta kalır diyelim. Bunların toplamı 690 bin.

 

Köylüler üretimi bırakır.

 

Elde avuçta ne varsa kaptırmış halk, koşum için olanları da dâhil hayvanlarını keser yer ve topladıkları otlarla idare eder o kış. Toprakları işlemek onlar için anlamsızlaşmıştır artık. 1932 yılı korkunç bir kıtlık olur.

 

Kharkov’da insanlar; açlıktan ölenlerle ilgilenip üzülürler ilk zaman, bir süre sonra cenazeleri duygusuzca gömerler, zamanla yerde yatan, açlıktan ölmüşlerin yanında gündelik dedikodularını gamsız bir şekilde yapar hale gelirler.

 

 

Bu kıtlık döneminde SSCB, bizzat Ukrayna limanlarından 1,84 milyon ton buğday ihracatı yapar.

 

İnadına.

 

Bu bir doğa felaketi olmaktan çok bir ideolojiye dayanıyordu. Kolhoz ve sovhozların kurulması Ukrayna halkına çok pahalıya mal oldu, halkın dörtte birine. Kuban halklarına ne kadar zarar verdi bilinemiyor, çünkü konuşan yok.

 

O yıllar kıtlıktan kaçıp başka bölgelere gitmeye çalışanların önü kesilir. Seyahat izin belgesi o dönem çıkarılır. Kaçışlar önlenir.

 

Bölgede durumu gören Mihail Şolohof’un, Rostov’dan Stalin’e, şahit olduğu durumları anlatan bir mektup yazdığı söylenir. Bir işe yaramaz. ‘Kollektivizme direnen köylüler bedelini ödesin’.

 

Ukrayna halkı, kendileri için bu bedelin 6 milyon insan olduğundan bahsediyor bugün.

 

Ukrayna’da kasım ayının 3. Cumartesi si Holodomor Günü olarak anılıyor her yıl. Bir anıt dikmişler, açlıktan iğne ipliğe dönmüş bir kız çocuğunun heykeli. O günleri gündeme getirmeye çalışıyorlar. AB ve dokuzu eski COMECON üyesi toplam 26 ülke bu olayı soykırım olarak tanımış bile. Rusya inkâr edip direniyor.

 

Kuban ovasının orta yerinde oturan Adıgelerin elinde kalmış bir belge yok mudur acaba? Ya da bir fotoğraf? Orda ne olmuş bilmiyoruz ama yukardaki fotoğraflar 1933 Ukrayna’sından.

 

Bize, orada bir avuç kalmış halkımızın başından geçmiş badireler ile ilgili, biraz bir fikir verir sanırım.

 

CARI.

Yorumlar (2)
  1. shafit on said:

    Böylesi bir katliamdan daha önce haberdar olmamaktan üzüntü duyuyorum hatta biraz da utanç ama şaşırmadığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Çerkesler’e de gıdasız bırakarak mecbur etme tekniği çarlık zamanında uygulanmış, en temel gıda ürünlerinin Kafkasya’ya ticareti yasaklanmış, tarlalar yakılmış, köyler yağmalanmıştı. Ukrayna’da ve Kuban’da yaşanan bu durum zihniyetin SSCB döneminde de değişmediğinin fotoğrafı. Rusya Federasyonu döneminde değişmediğini zaten gözlerimizle bombalanan şehirleri, öldürülen sivilleri(40 bini çocuk olmak üzere), vatanından ayrılmak zorunda bırakılanları görerek farketmiştim. Size bu konuyu gündeme getirdiğiniz için teşekkür ediyorum.

  2. Nurhan Fidan Kube on said:

    Açlıkla terbiye ederek itaati emreden zihniyetin günahkarları Marksistler olsa ne yazar II.Nikolay olsa ne yazar…
    Günahkarlıkta eşitliği sağlamanın başka bir adı olmalı illaki.

    Yüzeysel bildiğim bu trajediyi biraz daha öğrenmiş oldum. / selamlar