Nicolas Tavitian ile Söyleşi
Ermenilerin Çerkeslere dair olumlu fikirleri yoktur...
12:30 5 May 2014

AGBU (Armenian General Benovolent Union – Uluslararası Ermeni Hayırseverler Birliği ), Ermeni diasporasının yaşadığı neredeyse bütün ülkelerde örgütlü bir  kurum. Nicolas Tavitian ise AGBU’nun Avrupa Direktörü. Ermeni Soykırımı Anma Etekinlikleri için Türkiye’ye kısa bir ziyarette bulunan Tavitian ile Ermeni Diasporasını, Soykırım mücadelesini, Türkiye’den beklentilerini ve tabi ki Ermenilerin gözünde Çerkesleri konuştuk. Dünya’nın etkin diasporalarından biri olan Ermeni diasporasını daha yakından tanımak ve 1915’de Çerkeslerin pozisyonu Tavitian’dan dinlemek oldukça ilginç bir tecrübeydi…

Guşıps: Avrupa direktörü olduğunuz AGBU (Armenian General Benovolent Union – Uluslararası Ermeni Hayırseverler Birliği) hakkında biraz bilgi verir misiniz. Ne tarz faaliyetleri var AGBU’nun, amaçları neler?

Nicolas Tavitian: Uluslararası bir Ermeni organizasyonu ABGU. Amerika, Fransa ve daha birçok ülkede örgütlüyüz. AGBU ofislerinin olduğu her ülkede yerel çalışmalar yapmanın yanında bir de Uluslararası programlarımız var. Yerel gruplar Ermeni Soykırımı konusunda çeşitli etkinlikler yapıyor. Resim sergileri, konferanslar vs. gibi. Uluslararası programda ise Uluslararası bir online üniversitemiz var ayrıca çocuklar için yaz kaplarımız oluyor. Birde yardım programlarımız var tabi. Mesela Suriye’de zor durumda kalmış Ermenilere yönelik yiyecek ve sağlık malzemeleri ulaştırıyoruz. Ermenistan’da yaşlılar, çocuklar ve yoksullar için çeşitli yardım organizasyonlarda yapıyoruz.

Guşıps: Genel hatlarıyla Ermeni diasporasından bahsetmenizi istesek?

Nicolas Tavitian: Ermeniler neredeyse Dünya’nın bütün ülkelerinde varlar. Ermeni diasporası ağırlıklı olarak soykırım sonucunda oluşmuş bir diaspora. Ermeniler binlerce yıl, şu anda Türkiye’nin doğusu ve Kafkasya’nın güneyi olarak bilinen tarihi Ermenistan’da yaşıyorlardı. Geniş bir coğrafyanın ortasında, kafes içerisindeki kuşlar gibiydiler. Moğollar, Bizans, Araplar, Rusya ve en son Türkler, hemen herkes Ermenistanı işgal etti. Bu işgaller sonucunda tarihsel Ermenistan’dan binyıl öncesinden itibaren göçler yaşanmaya başladı. Mesela Polonya’ya ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerine bin yıl öncesinde yerleşen Ermeniler de var. Fakat 1914 yılına kadar Ermenilerin büyük bir çoğunluğu tarihsel Ermenistan coğrafyasında yaşıyordu. Ancak soykırımdan sonra dünyanın dört bir yanına dağıtıldılar. Bugün diaspora dediğimiz kesim ağırlıklı olarak Osmanlı coğrafyasında yaşayan Ermenilerdir. Zaten bu ilişkiyi anlamanız çok kolay. Batıya gittiğinizde yiyeceklerden müziğe kadar bu topraklara çok yakın tınılarla karşılaşırsınız. Diasporada yaşamak zorunda kalan Ermeniler her zaman kendi kimliklerini korumaya çalıştılar ancak kendi topraklarından uzakta oldukları için bu konuda ciddi zorluklar çektiler ve çekiyorlar.

Guşıps: Diaspora örgütleri arasında siyaseten bir ortaklaşma olduğunu söyleyebilir miyiz? Söylem ve eylemsellik anlamında çeşitli farklılıklar oluyor mu?

Nicolas Tavitian: Diasporada herkes birlikte çalışıyor. Ama tek bir organizasyon yok, çok fazla var. Herkes yaşananların bir soykırım olduğu konusunda kesinlikle hem fikir diyebilirim. Herkes Soykırımın tanınmasının öneminin farkında yalnız bazı gruplar daha çok soykırımın tanınması için mücadele ederken bazıları ise farklı konulara öncelik veriyorlar. Bu da aslında normal olan bir şey. Muhtemelen, ancak soykırım tanındıktan sonra farklılıklarımız ortaya çıkacaktır. Bundan sonra ne olacak konusu gündeme geldiğinde çeşitli tartışmalar olacaktır mutlaka Ermeni diasporası içinde. Ancak şu anda herkes Soykırımın Tanınması konusunda kesinlikle hem fikir.

Guşıps: Ermeni diasporasının, özelde de örgütlerinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden beklentileri neler?

Nicolas Tavitian: Şu anda ilk adım olarak soykırımın tanınmasını talep ediyoruz. Bunun bir aşaması olarak devlet tarafından resmi olarak özür dilenmesi önemli. Geçtiğimiz günlerde biliyorum ki Başbakan Erdoğan özür diledi ama Soykırım’dan dolayı değil, bir şeyler oldu ve buna üzgünüz gibi bir açıklamaydı. Bu fazlasıyla muğlak bir açıklama. Soykırımın reddedilmesi, okullarda çocuklara öğretilen şeydir. Bu değiştirilmeli. Gazetelerinizde Ermeniler hakkında ne yazdığınızdır. Bu değiştirilmeli. Diplomatlarınızın diğer ülkelerde Ermeniler hakkında ne söylediğidir. Bu da değiştirilmek zorundadır. Buraya gelen turistlere Ermeniler hakkında ve Türkiye tarihi hakkında anlattığınız yalanlardır. Değiştirilmelidir. Müzelerinizde Ermeni tarihi adına hiç bir şey yok. Müzeleriniz gerçeğe uygun olarak düzenlenmelidir. Türkiye Ermenistan ile olan ilişkilerini de düzenlemelidir. Çünkü biliyorsunuz Türkiye’nin Ermenistan ile kurduğu ilişki, soykırımın reddi üzerinden sürmektedir. Dolayısıyla bu ilişkilerde değiştirilmeli ve yeniden düzenlenmelidir. Son olarak şunu da söyleyebilirim. Biliyorsunuz Türkiye devleti yurt dışındaki festivallere de çeşitli yardımlarda bulunuyor ve buralarda sadece Türklerin yaşadığından bahsediyor. Buda değiştirilmesi gereken başka bir şey. Bunları çoğaltabiliriz tabi ki ancak hepsinin ortak noktası inkar. İnkardan vazgeçmesi gerekiyor öncelikle devletin.

Guşıps: Özellikle son söylediğinizden Çerkesler de dahil olmak üzere bir çok kimlik rahatsız.

Nicolas Tavitian: Evet, tabi ki. Sizin ayrıca özel olarak Rusya ile de benzer sorunlarınız var biliyorum ve yakından takip etmeye çalışıyorum.

Guşıps: Biraz öncede bahsettiğiniz gibi Türkiye’nin zaman zaman attığı çekingen adımlar oluyor, Ermenistan ile ilişki kurmak yada kısmi iyileştirmelere gitmek vs. gibi. Bu adımlar Ermeni diasporasında nasıl yankılanıyor. Bu tarz çıkışların ardında soykırımın tanınması talebi tartışma konusu oluyor mu örneğin?

Nicolas Tavitian: Ben aslında naif birisiyimdir ve insan doğasının iyi olduğunu düşünürüm. Ancak Türkiye devletinin bu tip adımlarının aslında birer tuzak olduğunu biliyorum, bunu bütün Ermeniler de bilir. Ve bu tuzaklar aslında bizim için de değildir, diğer ülkeler içindir. Yani uluslarası ilişkiler anlamında atılmış adımlardır. Dolayısıyla Başbakan’ın yaptığı açıklama gibi açıklamaları okuduğunda Ermeniler buna inanmazlar. Çeşitli tartışmalar olabiliyor bu açıklamaların ardından ama bu tartışmaların hiç birisi yapılanı yeterli gören perspektifte değil. Mesela kimi gruplar önceliği Türkiye’nin Ermenistan ile ilişkileri düzeltmesine verirken çoğunluk soykırımın tanınmasına öncelik verebiliyor. Ermenistan ile ilişkiler tabi ki önemli ama Soykırımın tanınması ilk atılması gereken adım. Bunun dışındaki alternatifler Ermeniler açısından pek bir şey ifade etmiyor açıkcası.

Guşıps: Devletin dışında Türkiye toplumundan beklentileri nedir peki diasporanın?

Nicolas Tavitian: Tarihi, tarihçiler yazmazlar. Tarihi biz kendi kimliğimizi oluşturmak için yazarız. Dolayısıyla son yıllarda Türkiye’de Soykırım anması gibi hareketlerin büyümesi bizim için çok önemli. Tarihteki gerçekler ile yüzleşilmesi çok değerli, bu gerçekler üzerinden kendimizi ve geleceği inşaa ediyoruz çünkü. Toplum kendi tarihini yeniden farkediyor. Örneğin iki üç yıl önce Ermeni mimarlar hakkında bir sergi vardı burada. Geçen yıl ise Hrant Dink Vakfı’nın düzenlediği Müslümanlaştırılmış Ermeniler konferansı gerçekleştirildi, bunlar iyileşmemiz için çok değerli çalışmalar. Yüz yıl boyunca anlatılan her türlü yalanın ardındaki gerçeği çıkartmamız gerekiyor beraber. Çünkü bu yalanlarla yaşanmaz ve mutlu olunmaz. Bazen çok küçük detayları değiştirdiğiniz de bütün hikaye değişiyor aslında. Sonucunda bu anlatının ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz ancak bu gerçeklerin ortaya çıkarılması gerekiyor. Çok iyi olduğumuza ve mükemmel olduğumuza dair bir anlatı oluşturuyoruz ancak gerçekle yüzleştikçe bunun böyle olmadığını hep birlikte anlayabiliyoruz. Bu anlamda binlerce yapılacak şey var. Mesela bir tane köyde Ermeni kuyularını yeniden inşaa etmeye başladılar Türkiye’de. Tabi ki o köyde hiç Ermeni kalmış durumda değil şu anda. Ama o kuyuları tekrar inşaa ederken Ermeniler ile de yüzleşmiş oluyorlar, çok değerli bunlar.

Guşıps: 1915’de Ermeni Soykırımı esnasında bu ülkede yaşayan bir çok halk vardı. Çerkesler de bu halklardan biri. Ermeni diasporası içerisinde Çerkeslere dair bir algı var mı? Nasıl biliniyor mesela Çerkesler diasporada?

Nicolas Tavitian: Açıkçası Ermenilerin Çerkeslere dair pek olumlu fikirleri yoktur. Çünkü birçok Çerkes devlet tarafından Ermenileri katletmekte kullanılmıştır. Muhtemelen Çerkesler de Hristiyanları Rusya’da kendilerine yaptıkları sebebiyle sevmiyorlardı. Bu durum, kötülüğün nasıl başka bir kötülük yarattığına dair mükemmel bir hikayedir aslında. Kötülüğün nasıl kendisini inşaa ettiğini ve ona bir kez inanıldığında kendisini nasıl tekrar ettiğini görüyoruz aslında.

Guşıps: Son olarak kendileri de Soykırıma maruz kalmış ve bunun sonucunda diaspora haline gelmiş Çerkeslere neler söylemek istersiniz?

Nicolas Tavitian: Dünya’da Ermeni Soykırımından daha az bilinen bir soykırım varsa oda Çerkes soykırımıdır. Ve açıkcası Ermeni toplumu da bu soykırımı çok fazla bilmiyor. Bu konuda aslında Ermeni ve Çerkes diasporalarının birlikte çalışmalar yapmaları gerekiyor. Biz birbirimizi anlayabiliriz. Özellikle Avrupa’da iki diasporanın birlikte çalışması gerektiğini düşünüyorum. Bu gerçekten  çok faydalı ve ilginç olurdu.

Guşıps: Vakit ayırıp sorularımızı cevapladığınız için çok teşekkür ederim.

Nicolas Tavitian: Asıl ben ilginize çok teşekkür ederim.

Muhtemelen Çerkesler de Hristiyanları Rusya'da kendilerine yaptıkları sebebiyle sevmiyorlardı. Bu durum, kötülüğün nasıl başka bir kötülük yarattığına dair mükemmel bir hikayedir aslında

-Nicolas Tivitian

Comments are closed.