Suriye’yi Anlamak
3:48 10 December 2012

Suriye, 10 yıl öncesine kadar Türkiye kamuoyuna düşman sıfatıyla sunulan bir  Arap ülkesiydi. Paradigma değişikliğinin ardından düşmanlar dost olmaya başlayınca   Suriye hakkında olumlu bilgiler de çalınmaya başladı kulaklarımıza. Suriye ile birlikte ortadoğuyu da öğrenmeye başlamıştık ki, nerden çıktığına bir türlü anlam “veremediğimiz”  Arap Baharı ile karşı karşıya kaldı zihinlerimiz. Bir de baktık ki yakın zamana kadar dost bildiğimiz bir anda düşman olmuş. Kardeş dediğimizin mezhebinin farklı olduğunu, aslında öyle pek de dost olmadığını öğretmeye başladı ekranlar hepimize.

Türkiye toplumu bu zihinsel girdabın içinde savrulurken Çerkesler’in bu süreçten bağımsız olması tabiî ki beklenemezdi. Üstelik Çerkesler açısından durum daha da vahimdi. Çünkü bir anda, uzaktan hikayelerini duydukları akrabaları savaşın ortasında kalmış ve kapılarını çalmıştı. Diasporik kimlik edinememiş Cerkes diasporasının, “elit” kesminin Suriye’deki durumu Türkiye’den pek farklı değildi. Ancak kapılarını çalanlar elit değil halktı daha çok.

Türkiye – Suriye  ilişkilerinin geliştiği dönemde iki diaspora arasında ilişkiler yeterli seviyede kurulamamıştı ve birbirini çok tanımayan iki diaspora karakteri bir anda karşılaştı. Bu süreçte Suriye konusunda ortak  bir politika belirleyemeyen Çerkesler, Suriye’deki kardeşlerinin akıbeti hakkında da öngörüde bulunamıyorlar şu anda.

Suriye’de neler yaşandığını tüm yönleriyle anlamak, bölgesel dinamikleri algılamak ve tabiî ki küresel aktörlerin planları konusunda bilgi sahibi olmak için hazırladık “Suriye Dosyasını”.

Suriye’de sadece Çerkesler’in yaşamadığından yola çıkarak, insani değerlerden ödün vermeden Çerkesler’in poziyonlarını ve tüm Suriye ile birlikte onları nasıl bir geleceğin beklediğini sorgulamaktı amacımız.

Gerek Kafkasya gerekse Ortadoğu konusunda yazdıklarıyla Türkiye’de öne çıkan kalemlerden birisine Radikal Gazetesi köşe yazarı Fehim Taştekin’e uzattık kayıt cihazını ilk olarak. Suriye’de neler olup bittiğini ve Çerkesler’i konuştuğumuz bu söyleşide Suriye’den başladığımız sohbet Kafkasya’ya kadar uzandı …

İkinci söyleşimizi ise Suriye’li muhalif bir aktörle gerçekleştirdik. Suriye’nin en bilinmeyeni, aynı zamanda da en çok çekinileni idi muhatabımız. Adını son zamanlarda Dünya medyasında sıkça duydugumuz silahlı bir örgüt Ahrar-ı Şam. Suriye’de en çetin  çatışmalarda başrol oynayan bu örgütün liderlerinden birisine kulak verdik… Herkesin bildiğini değil bilinmeyeni dinlemek, Suriye’yi anlama çabasının olmazsa olmazı. “Ubeyd” in özellikle demokrasi konusundaki açıklamaları dikkat çekiciydi. Çerkesler’le ilgili söylediklerinin yanısıra Suriye’ye İslamcı bir radikalin gözünden bakmak adına yerinde bir çalışma olduğunu düşünüyoruz.

Bu sayıda sizlere sunacağımız bir başka çalışma, Uluslar arası Af Örgütü’nün Suriye raporu.  Suriye’de İnsan Hakları İhlalleri’ni gözler önüne seren rapor 2012 yılına ait.

Ortadoğu çalışan gazeteci ve akademisyelerin kaynaklarından birisi de yıldırdır Robert Fisk  oldu hep. Ortadoğu’da yaşananlara Batılı bir gözle bakarken, okjektifliğe önem vermesiyle tanınan Fisk’in,  Suriye’yi  Filistin’li mültecilerin gözünden anlattığı makalesi, benzer hikayelerin dinleyicisi olan Çerkesler’e, eskiyi hatırlatıp günceli anlatacak nitelikte.

Suriye’de mevcut rejimin en büyük destekçilerinden birisi bilindiği gibi Rusya. Ancak Moskova’lı uzmanların bu konuda bakış açılarının da çok net olmağının fotoğrafını çeken “Asia News Monitor”un çalışması, önemli bölgesel aktörlerden Rusya’nın Suriye tavrını okumak için eşsiz bir kaynak …

Savaştan kaçmak zorunda kalmış Suriyeli bir  Çerkes’in hikayesi ise, bize büyük resmin figüranlarının çektiği sıkıntıları anlatması açısından ibretlik…

Guşıps’ın bu ilk dosyası konjenktürün de etkisiyle savaşı konu alıyor. Ancak Suriye’de yaşananları her açıdan değerlendirmenin peşinde koşuyor…

Söyleşi
Dünya’nin gündemi Suriye.. Çerkesler ise bugunlerde neredeyse Suriye Çerkesleri dışında bir şey konuşamaz halde. Suriye’de neler olduğunu, iç dengeleri ve küresel güçlerin Suriye’ye etkileri okumadan Suriye Çerkeslerinin geleceğini öngörmek ise oldukca güç. Türkiye medyasında Çerkesler deyince ilk akla ...oku
Söyleşi
Arap Bahari Suriye’nin kapılarına dayandıgında, kimse tam olarak ne olacagını bilmiyordu. Bir çok analiz ve makale yazılıp tahminler yürütülüyor , hepsinde de Suriye’deki İslamcı gruplar başrolü oynuyordu. Oyleki Küresel Güçler bile pazarlık masasının ortasına onların varlığını ...oku
Rapor
Hükümet güçleri, politik reform ve rejimin devrilmesi talebiyle emsali görülmemiş bir kabalıkla sokaklara dökülen barış yanlısı protestoculara öldürücü ve ölçüsüz şiddet uyguladı. Devlet eliyle ihaller, insanlık suçu olarak ...oku
Makale
Rus uzmanlar, Rusya’nın birleşik Suriye muhalefetine karşı kaçamak yaklaşımlarla nabız yokladığını, fakat Suriye’ye karşı resmi politikasını değiştirmek ve Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın devrilmesine dair ciddi olasılığı kabul ...oku
Makale
Suriye’nin trajedisi o henüz dünyaya gelmeden 10 yıl önce başladı. Ailesi, şimdilerde İsrail toprağı sayılan Hayfa’dan sürülerek 1948’te Lübnan’a, ardından 1982’de Suriye’ye yerleşmiş. Beyrut’un en büyük mülteci kampında ...oku
Savaştan önce Suriye'de Şam'a en yakın Cerkes Köyü olan Mer-c Sultan Köyünde diğer çerkeslerle birlikte yaşıyorduk.Olaylar başladığından beri endişe içerisindeydik. Köyümüzde silahlı çatışma olmamıştı ama yinede herkes tedirgindi. Bir gece bir anda Esad'a bağlı ordu birlikleri Mer-c Sultan'a geldiler. Her yere tanklarını yerleştirdiler, hiç birimiz ne olduğunu anlamadık. oku